TOLGA HALİCİ

Tolga Halıcı – Enerjik, Sosyal ve Yenilikçi

Tolga Halıcı, ATİAD’ın çiçeği burnunda yönetim kurulu üyesi. Daha üniversite yıllarındayken kurduğu ve büyük ölçekli firmalara ürün, marka tasarımı ve pazarlama strateji hizmetleri sunan Tasarım Kurumsal Kimlik Ajansı ile iş hayatına adım atan Halıcı, 2000 yılından bu yana Almanya’da yaşıyor. Savunma sanayi, radyasyon doz takip ve izleme, tıbbi cihaz ve biyoteknoloji olmak üzere 4 ana sektörde faaliyet gösteren Allied Technologies Group‘un kurucu ortağı ve yönetim kurulu üyesi olan Tolga Halıcı, iş dünyası, yapmak istedikleri, düşünceleri ve ATİAD hakkındaki görüşlerini ATİAD Üyeleri ile paylaştı.

ATİAD Members: Bize kendinizden bahseder misiniz?

Tolga Halıcı:1977 Ankara doğumluyum. Orta ve Lise öğrenimimi Ankara Özel Yükseliş Koleji’nde tamamladıktan sonra 1999 yılında Orta Doğu Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Endüstri Ürünleri Tasarımı bölümünden mezun oldum. Üniversitede okurken 1998 yılında büyük ölçekli firmalara ürün, marka tasarımı ve pazarlama strateji hizmetleri veren Tasarım Kurumsal Kimlik Ajansı’nı kurdum. Bu süreçte çözüm ortağı olarak çalıştığım uluslararası bir havacılık ve savunma sanayi firmasının Almanya operasyonlarını yönetmek üzere 2000 yılında Kuzey Ren Vestfalya eyaletine bağlı Wermelskirchen şehrine yerleştim. Almanya’da kurduğum şirket ile bir yandan NATO Tedarik (NAMSA) ve Savunma Sanayi projelerini yönettim diğer yandan da Wuppertal’de Bergische Universität Ekonomi bölümünde ikinci lisans eğitimime devam ettim. 2002 yılında, halen Yönetim Kurulu Üyesi olduğum, Wermelskirchen merkezli AT TECHNOLOGIES GmbH ve Ankara merkezli STH TEKNOLOJİ A.Ş. firmalarının kurucu ortağı olarak Allied Technologies Group  (ATG) kuruluşunda yer aldım. Birçok dernek ve çalışma grupları ile hem mesleki hem de sosyal sorumluluk projelerinde aktif olarak yer aldım. Evliyim ve iki çocuk babasıyım.

ATİAD Members: Kurduğunuz şirketler ve yatırımlarınız hangi sektörlerde faaliyet gösteriyorlar?

Tolga Halıcı: Allied Technologies Group (ATG), biri F-4 savaş uçakları sistemcisi, biri istatistikçi/mali müşavir, biri elektronik mühendisi ve bir diğeri de endüstriyel tasarımcısı olan dört ortak ile 2002 yılında Türkiye ve Almanya’da ( STH Teknoloji A.Ş. / AT Technologies GmbH) eşzamanlı kuruldu.Kuruluş amacı olarak, savunma sanayi ve uzay/havacılık sektöründe yedek parça ve madeni yağ ürünlerinin broker/distribütörlük faaliyetleri belirlendi. Ancak kısa bir süre sonra Almanya’da yerleşik olmanın avantajı ile tıbbi cihaz pazarında, insan ve hayvan kaynaklı dokular ile yara tedavi ürün gruplarının Almanya, Türkiye, Almanca konuşan ülkeler ile EMEA ülkeleri distribütörlüğü faaliyetlerine başladı. STH ve AT firmalarımızın yanında sadece Türkiye’de ve tıbbi cihaz alanında faaliyet göstermek üzere kurulan İntegral Sağlık Teknolojileri Ltd.Şti. gruba katıldı.2013 yılında Almanya merkezli RadPro GmbH firmasıyla ortaklık kurarak TLD sistem alt yapısı ile personel pasif doz ölçümü alanında hizmet vermek üzere RadAt Dozimetri Laboratuvar Hizmetleri A.Ş.’yi kurduk. Uzman kadromuz, ISO17025 akreditasyon ve TAEK uygunluk belgesi ile yaklaşık 13.000 doktor, teknisyen ve personele kişisel maruz kaldıkları doz okuma ve raporlama konusunda hizmet vermekteyiz. RadAt, bu yeterlik ve uygunluğa sahip Türkiye’de faaliyet gösteren 3 firmadan biridir. Böylelikle ilk Alman sermayeli ve Know-How’lı ortak şirketimizi kurmuş olduk.

“Tıbbi cihaz üreticisi olma hedefi”

Sektör ve pazar deneyimimiz bizleri tıbbi cihaz üreticisi olma hedefine yöneltti. 2014 yılında Ar-Ge çalışmaları ve üretim faaliyetlerinin ilk adımlarını attık. Bu kapsamda cihaz yazılım ve tasarım hakları tamamen AT Technologies GmbH firmamıza ait INTEGRO Negatif Basınç Yara Tedavi Cihazı(NPWT) ve bu cihaza ait TimeSet disposable ürün grubunun üretimi  ve CE markalama süreci 2018 yılında tamamlandı. Burada kazandığımız tecrübe ve kabiliyet ile 2019 yılında, yine yazılım ve tasarım hakları AT Technologies GmbH firmamıza ait kişiye özel tek kullanımlık NPWT cihazı INTEGRO SOLO’nun belgeleme ve üretim çalışmalarına başladık. Covid-19 ile kişiye özel cihazların büyük önem arz ettiği yeni dönemde hızlı aksiyon alınarak, CE sertifikalama süreci 2020 yılında tamamlandı. Seri üretim 2020 yılının üçüncü çeyreğinde tamalanarak, cihaz aktif olarak pazara sunuldu.

“İnsan ve hayvan kaynaklı dokular ile biyoteknoloji”

2019 yılında insan kaynaklı kemik doku üretimi için harekete geçtik. STH A.Ş. ile Delta Trade Company – DTC A.Ş. ortak girişimi ve Telos GmbH ile Berlin Charite`Üniversitesi Hastanesi Know-How’ı ile Ankara’da GMP (İyi Üretim Uygulamaları) standartlarında insan kaynaklı kemik doku işlemek üzere GREFT BİYOTEKNOLOJİ A.Ş.’yi kurduk. 2020 yılında Sağlık Bakanlığından alınacak faaliyet izin belgesi ile ilk ürünlerin 2020 yılı sonu veya 2021 yılının ilk çeyreğinde sahada olması hedeflenmektedir.Savunma sanayi, radyasyon doz takip ve izleme, tıbbi cihaz ve biyoteknoloji olmak üzere 4 ana sektörde gösterdiğimiz faaliyetler için 40’a yakın kalifiye takım arkadaşlarımız ile pazarlamadan üretime, kalite yönetiminden AR-GE’ye bütün departmanlarda her geçen gün büyümeye devam ediyoruz.

ATİAD Members: Ufukta ne gibi yeni hedefler var?

Tolga Halıcı: Özellikle enerji sektörüne yönelik olarak, Alman endüstriyel boya üreticisi Geholit+Wiemer firmasının Türkiye Distribütörlüğüne başladık. Faaliyetimiz şu aşamada sadece distribütörlük şeklinde devam ediyor, ancak ilerleyen zamanlarda Türkiye’de üretime yönelik bir yatırım hedefliyoruz. Bunun dışında, savunma sanayi, havacılık ve E-mobility sektörüne yönelik konnektör ve harness (kablolama) sistemleri üretimine yönelik faaliyetlerin ilk adımı olarak, AT Technologies bünyesinde Bergisch Born/Almanya’da 4000m2 alan üzerine kurulu üretim ve montaj tesisinin bu yıl içerisinde tamamlanması planlanmaktadır. Yıl sonu itibariyle ilk ürünlerin pazara sunulmasını hedefliyoruz. Yeni yatırım planı olan bu iki sektör için, Ankara Akıncılarda yer alan HAB – Uzay ve Havacılık Organize Sanayi Bölgesinde- STH TEKNOLOJİ A.Ş firmamıza 3.000m2 yer tahsisi edilmiştir. Tahsis edilen bu bölgede önümüzdeki 3 – 4 yıl içerisinde üretime yönelik tesis inşası tamamlanarak savunma sanayi, havacılık ve E-mobility sektörleri için Almanya’da planlanan üretimin devamı hedeflenmektedir.

ATİAD Members: Çok yoğun bir çalışma programınız var. Bunun yanında bir de sosyal sorumululuklarınızı ihmal etmiyorsunuz. ATİAD Yönetim Kurulu Üyeliği de bunlardan biri. ATİAD ile yollarınız nasıl kesişti?

Tolga Halıcı: Ticari hayata başladığım ilk günden beri, yaptığınız işten ve bulunduğunuz yerden bağımsız olarak insan ilişkilerinin önemine hep inanmışımdır. Hem Türkiye hem de Almanya’da ticari faaliyetlerine devam eden iş insanı olarak bunun özellikle Almanya’da ne kadar önemli olduğunu diğer ATİAD üyeleri gibi bir çok kez biz de tecrübe ettik. Bu bakış açısı ile Türk insanının ve Türkiye kökenli firmaların gerek Alman gerekse Türk ve hatta Avrupa Topluluğu otoritelerinin karşısında sesi, vizyonu, temsilcisi olacak, ortak hareket edilebilecek  bir yapı arayışı içerisinde idik. Almanya’da ticari faaliyetlerimize başladığımızdan beri ATİAD faaliyetlerinden haberdar olmamıza ve birçok etkinlik ve proje ile yollarımızın kesişmesine rağmen kayıtlı olmasak bile biz zaten kendimizi hep ATİAD’ın bir üyesi gibi hissediyorduk. 2018 yılı sonuna geldiğimizde derneğimizden gelen üyelik daveti ve değerli başkanımız Aziz Sarıyar’ın katkıları ile 2019 yılında ATİAD ailesine katıldık. 

ATİAD & Members: Olağanüstü bir süreçten geçiyoruz. Yeni normaller, belirsizlikler ve alternatif çalışma koşulları hayatımızın birer parçası oldu. Sizin geleceğe bakışınız nasıl? Nasıl bir iş dünyasına hazırlıklı olmalıyız?

Tolga Halıcı: Dünya artık bizim iş hayatına atıldığımız yıllardakinden çok farklı, bambaşka bir noktaya ulaştı. 2000’li yılların başında iş insanlarının asıl amacı sadece katma değeri olan ürünlere ve hizmetlere marka değeri kazandırmaktı. Ancak ilerleyen yıllarda çevre bilinci, dijitalleşme, toplam kalite yönetimi gibi üretilen ürün veya hizmet dolaylı konular piyasaya arz edilen ürün ve hizmetlerden daha önemli duruma geçtiler. Bu süreçte şunu anladık ki, bizler ürün veya hizmet arz eden firmaların ötesinde proje üreten firmalar olmalıyız. Bu projeler, yeni bir ürün veya hizmetin fikir aşamasından başlayıp, sertifikalandırılıp seri üretimi yapılarak pazara arz edilmesi olabileceği gibi sadece bir mal veya hizmet arzını da kapsayabilir. Önemli olan bütün faaliyetlerimizi Sorumluluk, Duyarlılık ve Sürdürebilirlik (Responsibility, Sustainability, Sensibility) mottosu referansı ile toplam kalite yönetimi konusunda sertifikalandırılmak ve yönetimini bu sertifikasyonların belirlediği kalite standartlarında yürütmek olmalıdır. Bunun için birinci unsur insandır ve her türlü yatırım insana yapılmalıdır.

Diğer yandan Covid-19 süreci ile ticaret hayatı ve bütün iş modelleri tamamen değişti. Bu zamana kadar gelen bütün bilgiler, ezberler bozuldu. Artık bizi alışa gelmişin dışında iş alanları ve alışkanlıkları bekliyor. Bu yaşananlardan ve edindiğimiz tecrübelerden sonra, artık iş ve iş hayatının eskisi gibi olmayacağını anladık. Bu değişimin, zorlukları ile birlikte yeni fırsatları da getireceği aşikardır. Daha çok ofislerden, işyerlerinden uzak, daha mekandan bağımsız çalışma kültürleri gelişmek zorunda kaldı. Yeni iş normalinde her yerden çalışılabileceği için çalışma saatleri de artık esnekleşti, hatta çalışma saati diye bir kavram kalmadı.

“Yeni hayalim”

İşte bu yeni oluşum ile birlikte her çalışan arkadaşımızın yaptığı işten sonuna kadar keyif alacağı, yaptığı işi hobi olarak görebileceği, sonuna kadar sorumluluk alıp, bize yeni ufuklar, yeni iş alanları açacağı ve devamında da adeta ailesi gibi göreceği şirketinin en yüksek maddi ve manevi faydasından yararlanacağı çalışma alanı ve imkanları yaratmak oldu yeni hayalim. Ancak bu hayalin peşinden koştuğumuz zaman hem keyifli hem de verimli işlerin olduğu denizlere yelken açabiliriz.

ATİAD Members: ATİAD’dan ne gibi beklentileriniz var?

Tolga Halıcı: ATİAD hem Türk hem de Alman otoriteleri tarafından tanınan, tamamı ile bağımsız bir dernektir. Derneğimizin kuruluş felsefesi, Avrupalı Türk İş İnsanlarına iş hayatında rehber olması ve üyelerinin birey olarak gündeme getiremeyeceği sorun ve beklentilerinin kamuoyuna duyurulması ve biz iş insanlarını temsil etmesidir. Bu perpektifinin yanında bir de üyelerini güncel konu ve uygulamalar hakkında bilgilendirmek, üyelerini sürekli eğitimler ve projelerle desteklemek ve de üyeler arasında iletişimi ve işbirliğini güçlendirmesidir ATİAD’dan genel beklentim. Ancak pandemi ile hiç hesap edilemeyen bir süreç yaşadık. Bu süreçte uzakdoğu ülkelerinin üretim ve tedarik anlamında riskli bölgeler olabileceğini tüm dünya ile beraber öğrendik. Üretim ve tedarik anlamında uzak doğu ülkelerinin bıraktığı açığı, nitelikli iş gücü ve kaliteli üretimi yanında Avrupa pazarına çok yakın olması nedeni ile Türkiye’nin ve Türk firmalarının doldurabileceğini görüyoruz. Hem Almanya hatta Avrupa firmaları hem de Türkiye ve Türk firmaları adına bu fırsatı değerlendirmek gerekiyor diye düşünüyoruz. Gerek kendi üyeleri gerekse üyelerinin sağlayacağı network ile ATİAD’ın bu fırsatı değerlendirmek için etkin rol alabileceğine inanıyoruz.

Ancak bu beklentinin gerçekleşmesi için her üyenin aktif bir şekilde çalışması gerekmektedir ve biz üzerimize düşün görevi yerine getirmek için hazırız.

En Güncel Yazılar